(İstanbul, 9 Ocak 2021) Tiktok’un Türkiye’nin sosyal medyaya ilişkin baskıcı yeni Kanununa uyma kararı, bu platformdaki ifade özgürlüğünü ciddi anlamda tehdit ettiği ve Türk hükümetine sansür rejimini genişletme imkânı tanıdığı, bugün ARTICLE 19 ve İFÖD (İfade Özgürlüğü Derneği) tarafından belirtilmiştir. Dün açıklanan karar, sivil toplumun temsilci atanmamasına ilişkin tüm çağrılarına rağmen YouTube tarafından Aralık ayında açıklanan benzer bir kararı takip etmektedir.
Tiktok’un kararına ilişkin duyuruda, platformda ifade özgürlüğünün korunacağına ilişkin bir taahhüt de bulunmaktaydı. Ancak, Türkiye’deki ifade özgürlüğüne ilişkin durum, hükümet tarafından yapılan sansür ve muhalif seslerin hapsedilmesi ile karşılaşmaktadır. Sosyal medya şirketlerini etkileyen İnternet Kanununda yapılan değişiklik, hükümet sansürünü İnternet üzerinden yapılan ifade açıklamalarına kadar genişletme çabalarının bir parçasıdır ve Türkiye halkı için İnternete ilişkin özgürlüklerinde kaçınılmaz olarak büyük bir azalma ile sonuçlanacaktır. İFÖD’ün araştırması 450.000 web sitesinin, 140.000 URL adresinin, 42.000 tweet ve 11.000 YouTube videosunun Ekim 2020 itibarı ile Türkiye’den halihazırda erişime engelli olduğunu ortaya koymaktadır. Yerel temsilcilikler ile sosyal medya şirketleri daha fazla içerik çıkarma isteği ile karşı karşıya kalacaktır.
ARTICLE 19’un Avrupa ve Merkez Asya Sorumlusu Sarah Clarke:
“TikTok, Türkiye’deki platform kullanıcıların kendilerini özgürce ifade etmelerini sağlayacağını iddia etse de gerçekte yeni düzenleme bunu imkânsız kılmaktadır. Türk hükümeti halihazırda neredeyse diğer tüm ülkelerden daha fazla içerik kaldırma kararı vermektedir ve bu yeni düzenleme ile bu sayı sadece artmakla kalmayıp hem de bu düzenlemeye uyan sosyal medya şirketlerini bu istekleri yerine getirmek anlamında daha büyük baskı altında bırakacaktır.
Türkiye’deki insanlar İnternet üzerinden ifade özgürlüğünü kullanma hakkına ve sosyal medyaya özgürce erişim hakkına sahiptir. Yerel bir temsilci atayarak, TikTok gibi şirketler ciddi şekilde hak ihlallerine dahil olma riskini alıyor. Türkiye, Kanun’da insan hakları standartlarına uygun olarak değişiklik yapana kadar, yeni düzenlemeye uyan şirketler, platformlarının Türkiye halkına karşı bir baskı aracı olarak kullanılma riski altındadır” dedi.
İFÖD’ün eş kurucusu, Yaman Akdeniz:
“TikTok, Türkiye’deki durum hakkında tamamen yanlış yönlendirilmiştir ve Türk hukukuna uymalarının Türkiye’de ifade özgürlüğü için ciddi etkileri olacaktır. Adil yargılamanın ve bağımsız yargının yokluğunda, TikTok ve diğer sosyal medya platform sağlayıcıları, yerel varlıkları ile Türkiye’deki hak ihlallerine iştirak edeceklerdir” dedi.
Arka Plan
Temmuz (2020) ayında Türkiye’nin İnternet Kanununda yapılan değişiklikler, şirketleri yerel bir temsilci atamaya veya reklam yasakları tehdidiyle ve ardından şirketin platformlarının bant genişliğinin daraltılması tehdidiyle karşı karşıya bırakarak potansiyel olarak kullanılamaz hale getirmektedir. Ancak, Kanuna uygun olarak bir temsilcinin atanması, Türk yetkililerinin gerekçesiz ve siyasi nedenli yayından kaldırma ve içerik kaldırma taleplerine uyma yükümlülüğünü beraberinde getirmektedir.
ARTICLE 19, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve İFÖD ile birlikte daha önce YouTube tarafından benzer bir kararı kınamış ve Kanunun Türk hükümeti tarafından yürürlükten kaldırılması çağrısında bulunmaya devam etmektedir.